ABD Doları Zayıflıyor
Türkiye ekonomisi ve iş dünyası için Türk lirasının değeri, istikrarı ve öngörülebilir olması büyük önem taşımaktadır. Türk lirasının değeri denilince ABD doları karşısındaki değeri izlenmektedir. Bu çerçevede ABD dolarının seyri de Türk lirası için belirleyici olmaktadır. Bunlara bağlı olarak yılın ikinci yarısında dolar ve Türk lirasına ilişkin beklentileri değerlendirelim.
DOLAR YAKIN GELECEKTE EN ÖNEMLİ PARA REZERVİ OLACAK
ABD doları dünyanın en önemli rezerv para birimi olarak sadece ABD tarafından değil tüm ülkeler tarafından kullanılmaktadır. Bugün ABD ekonomisine en büyük rakip ülke olan Çin aynı zamanda elinde ABD dışında en çok dolar likiditesi tutan ülkedir. Dolar yakın gelecekte en önemli rezerv para olma işlevini sürdürecektir. ABD doları Trump'ın çalkantılı başkanlık döneminde diğer para birimleri karşısında daha değerli olmuştur. Doları daha değerli yapan kısmen ABD ekonomisindeki toparlanma iken daha çok küresel siyasi ve jeopolitik gelişmeler olmuştur. 2018 yılı başından itibaren başlayan küresel ticarette korumacılık, ABD-Çin gerginliği ve jeopolitik riskler ABD dolarını desteklemiştir. 2020 yılı başında ortaya çıkan COVID-19 salgını döneminde de dolar en önemli güvenli liman işlevi ile daha da değer kazanmıştır.
DOLARDAKİ DEĞER KAYBININ SEBEBİ ABD SİYASETİNDEKİ BELİRSİZLİK
ABD doları haziran ayından itibaren zayıflamaya başlamıştır. Zayıflamanın nedeni ekonomideki gelişmeler veya rezerv para olarak diğer para birimlerine geçiş değildir. Dijital ve kripto para birimleri de dolar ile fiyatlandıkları sürece ABD dolarının değerini etkileyemeyecektir. Doların değer kaybının nedeni ABD siyasetindeki belirsizliktir. Buna mevcut yönetimin COVID-19 salgını ile mücadeledeki başarısızlığı da dahildir. ABD'de Trump ile devam edilmesi halinde öngörülemez bir dünya endişe yaratmaktadır. Biden'ın seçilmesi halinde bunun dolar üzerinde nasıl bir etki yaratacağı da belirsizdir. Ancak dolara esas değer kaybettiren Trump'ın seçimlerin iptali talebi ve seçimlerin yapılması halinde sonuçların meşru olmayacağı yönündeki açıklaması olmuştur. ABD tarihinde ilk kez seçimlerin iptali ya da sonuçların iptali ile karşı karşıya kalabilecektir. Küresel alanda bu riski almak istemeyenler de dolardan kaçmaya başlamıştır. Bu nedenle dolar zayıflamaktadır.
ABD seçimlerine kadar olan dönemde ABD doları zayıf kalmaya ve zayıflamaya devam edecektir. Euro-dolar paritesi 1,15 seviyesini aşarak 1,18 seviyelerine kadar ulaşmıştır. Pariteyi AB tarafında etkileyecek çok fazla unsur kalmamıştır. Pariteyi daha çok ABD'de seçime kadar olan dönemdeki siyasi gelişmeler belirleyecektir. Ekonomik olarak da dolar üzerinde kuvvetli etki yaratacak bir unsur kalmamıştır. FED seçimlerden bağımsız olarak genişletici para politikasına uzun süre devam edeceğini açıklamıştır. Parite seçime kadar 1,16-1,18 aralığında seyredecektir. Seçimlerin iptaline yönelik girişimler vb. halinde ise Euro-dolar paritesi 1,20 seviyesini aşacaktır. Seçimlerin yapılması halinde ise Trump ve Biden'ın kazanmaları halinde ABD dolarına ilişkin halen fiyatlamalar başlamış değildir. Bunun nedeni de her ikisi için de ekonomiye ilişkin olarak taşınan endişelerdir.
'FAİZLER İNERSE ENFLASYON DA İNER' DÜŞÜNCESİ TL'DE DEĞER KAYBETTİRDİ
ABD dolarının değeri, dolar endeksi ile izlenmektedir. Bu endeks 1973 yılında başlamıştır. Doların 6 gelişmiş ülke para birimi karşısındaki sepet değeri ile ölçülmektedir. Dolar endeksi 1973 yılı için 100 kabul edilmiştir. 2020 yılında COVID-19 salgını etkisi ile güvenli liman olan dolar değer kazanmış ve endeks 102 seviyesine kadar yükselmiştir. Daha sonraki süreçte ise dolar endeksi 93 puana kadar inmiş ve dolar yüzde 9,0'a yakın değer kaybetmiştir. Diğer birçok ülkenin para birimi dolar karşısında değer kazanmıştır. Ancak aynı süreçte Türk lirası, dolar karşısında 7,30 seviyelerine kadar yükselerek yüzde 6,0 daha değer kaybetmiştir. Türk lirasının değer kaybı Türkiye'de uygulanan ekonomi politikalarından kaynaklanmaktadır. Ekonomide politikalar bir yılı aşkındır 'faizler inerse enflasyon da iner' şeklindeki inanışa bağlı olarak şekillenmiştir. Uygulamaların sonucu olarak Merkez Bankası'nın net döviz rezervleri bankalar ile yapılan swaplar kanalı ile gelen dolar likiditesi dışarıda bırakıldığında negatife düşmüştür. Negatif faiz ile enflasyon yeniden artışa geçmiştir. Venezüella ve Arjantin dışarıda bırakıldığında, Türkiye en yüksek risk primine sahip ülke haline gelmiştir. Tüm bunların sonucu olarak da Türk lirasında değer kaybı hızlanmıştır. Türk lirasına yeniden güven ve itibar kazandırmak için yapılacaklar bellidir. İktisat bilimi bu konuda yol göstericidir. Uygulamak ise bize kalmış durumdadır.