Öncü göstergeler, ihracatta yavaşlamaya işaret ediyor
Öncü göstergeler, ihracatta yavaşlamaya işaret ediyor
Küresel ticarette üç önemli unsurun baskısı altında, yavaşlama beklentisi bulunuyor. Bu üç unsurdan ilki, devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı'nın etkilerini kapsıyor. Savaşın, karşılıklı yaptırımlar ve tedarik zincirindeki bozulmalarla ticareti yavaşlatması bekleniyor. İkinci unsur olarak yüksek enflasyon ve para politikalarındaki sıkılaşma görülüyor. Yüksek enflasyon, hane halkının satın alma güçlerini sınırlıyor. Buna bağlı olarak mal talebi ve ithalatta da yavaşlama beklentisi hâkim. ABD Merkez Bankası, para politikasında sıkılaşmaya başladı. Avrupa Merkez Bankası, Haziran ayında faiz artırımı ile sıkılaşmaya gidecek. Finansman koşulları zorlaşacak. Üçüncü unsur ise Çin'deki salgın, kapatma politikası ve ekonomiye verilen destekler olacak. Bu üç unsurun, küresel ticaret üzerindeki etkilerini ölçebilen göstergelerde ve gelişmelerde Mayıs ayında yavaşlamaya dair işaretler alındı.
Öncelikle küresel sanayide yavaşlama yaşanıyor. Küresel sanayi PMI üretim verisi, Mayıs ayında 49,7 ile ikinci ayda da küçüldü. Nisan ve Mayıs aylarında sanayi üretimindeki küçülmeler, ihracat ve ihracat siparişlerindeki yavaşlamadan kaynaklanıyor. Nitekim küresel sanayide alınan ihracat siparişleri Nisan ayında 48,3, Mayıs ayında ise 47,9'a geriledi. Küresel alınan yeni ihracat siparişleri, 2020 yılı Temmuz ayı seviyesine geri geldi. İhracattaki gerileme, küresel ticaretteki yavaşlamayı gösteriyor.
Üretimdeki ve ihracattaki gerileme, ara mallarında daha yüksek seviyede bulunuyor. Tüketim malları grubunda durağanlık var. Yatırım mallarında ise sınırlı artış devam ediyor. Ara malları ihracatında yaşanan daralma, sanayi üretimindeki düşüş ile örtüşüyor. Yine tedarik sıkışıklıkları, yüksek girdi, enerji fiyatları da üretim ve ara mal ticaretini sınırlıyor.
Bölgesel olarak değerlendirildiğinde Çin, Rusya, Polonya, Meksika, Malezya, Tayvan ve İtalya gibi ülkelerde ihracat ve alınan ihracat siparişlerindeki yavaşlamanın veya küçülmenin daha kuvvetli gerçekleştiği görülüyor. Küresel tedarik zincirlerindeki bozulma, ticareti sınırlamaya devam ediyor.
Öncü göstergeler, küresel ticarette yavaşlamaya işaret ediyor. Büyüme yavaşlayarak sürecek. Küresel ticarette henüz bir daralma belirtisi bulunmuyor. Savaşın gelişimi ve yaptırımlar yine ana belirleyici olacak.
Türkiye'nin ihracatı, yaşanan süreçlerden etkilenmeye başladı. Türkiye için özellikle savaştan doğrudan etkilenen Avrupa pazarındaki gelişmeler ve beklentiler büyük önem taşıyor. 2022 yılı Mayıs ayında ihracatta değer olarak artış olmasına karşın miktar bazında ihracat yüzde 11,7 geriledi. Sanayi ürünlerinde miktar olarak gerileme yüzde 12,3 oldu. Sanayinin hemen tüm alt sektörlerinde ihracat miktar olarak azaldı. Değer olarak gerçekleşen yükselme, fiyat artışları kaynaklı yaşandı. Miktar olarak düşüş, ihracatın yavaşlamakta olduğunu gösteriyor.
İstanbul Sanayi Odası'nın açıkladığı sanayi PMI verisi de ihracattaki yavaşlamayı gösteriyor. 2022 yılı Mayıs ayında, 10 alt sektörden yedisinde alınan ihracat siparişleri gerilerken sadece üçünde alınan ihracat siparişleri artış gösterdi. Alınan ihracat siparişleri genel sanayi için ise sınırlı bir azalma oldu. PMI verileri de ihracatta yavaşlamaya işaret etti. Alınan ihracat siparişlerine bağlı olarak gelecek aylarda ihracat, miktar olarak azalmaya devam edecek. Değer olarak ise yüksek fiyatlar sebebiyle ihracat artışı sürecek. Ancak özellikle Avrupa pazarında yavaşlama etkisi, ihracatımızı daha çok sınırlayacak. Bu sebeple ithalat artışları devam eden pazarlara ağırlık vermek yerinde olabilir. ABD ve Kanada ile enerji ve emtia ihraç eden ülkelerde ithalat artışı sürecek. Yılın ikinci yarısında, bu pazarlara öncelik verilmeli. Küresel ticarette ve önemli pazarlarımızdaki yavaşlamaya karşın Türkiye'ye yönelik ilave tedarik talebi devam ediyor. Yılın geri kalanında da ilave tedarik talebi sürecek. İhracatımızı daha çok bu ilave tedarik talebi sürükleyecek. Küresel ticarette yavaşlama işaretlerinin alındığı bu ortamda ihracatımız için finansmana erişim, maliyetlerin sınırlanması ve Türk lirasında öngörülebilirlik en önemli öncelikler olacak. Bu öncelikli alanlardaki sıkıntılar ihracatımızı küresel ticaretteki yavaşlamadan daha çok sınırlayacak.