“Büyümek, Büyük Olmak, Büyük Kalmak...”
Pandemiden önce dünya elbette dikensiz bir gül bahçesi değildi. Ancak pandemi bazı gerçeklerle yüzleşmemizi sağladı. Şimdi bu gerçekleri kısaca bir hatırlayalım.
Her şeyden önce şirketlerin piyasa içindeki davranışları ölçeklerine göre değişir. Kısaca özetlersek;
- Yeterli ölçeğe sahipse piyasaya şekil verecek yani piyasa yapıcı olacak.
- Ölçeği küçükse piyasaya göre şekil alacak.
Tabii işler hızla akıp giderken, ölçek olarak küçük olanlarla büyüklerin arasında ciddiye alınması gereken bir rekabet de devam ediyor. Büyükler bazen siyasete baskı yapıp orantısız güç kullanırken, küçükler de yerel siyaset üzerinden menfaatlerini kollamaya çalışıyor. Bu durum sadece Türkiye'ye mahsus değil.
21'inci yüzyılda büyüklerin küçükleri en çok istismar ettiği vakalar, Türkiye gibi ülkelerde yaşanıyor. Dolayısıyla küçüklerin kendini koruması için dirençlerini arttırması gerekiyor. Lafı dolandırmadan, küçük ya da büyük fark etmez, şirketlerin yapması gerekenleri sıralamanın faydalı olacağını düşünüyorum:
1. Paydaşlarla Ortak Aklı Yaratma: Bu adım şirketlerin bugüne kadar çözemediği kırılganlıkları giderme ve 'doğru işin ne olduğunu bulma' aşamasıdır. Başka bir deyişle 'yönetişimin' başlatılması. Bu aşamada firmalar; müşteriler, tedarikçiler, çalışanlar ve iş ortaklarıyla temasını güçlendirerek doğru bilgiyi ve kendileriyle ilgili algının ne olduğunu toparlamalıdır.
2. Bağışıklık Oluşturma: Bu adımda şirketlerin nakit akış problemleri, tedarikteki aksaklıkları, satış, tahsilat ve pazarlama çerçevesindeki eksikliklerinin tespit edilmesi önemlidir. Nihayetinde üçüncü dalga salgında uzun süre kapanma ihtimali elle tutulur hale gelirse, sektörlerin yaşamasını sağlayacak şekilde restorasyonu sağlanmalıdır.
3. İşe Dönüş Planlaması: Koronadan önceki ölçeğe kavuşmak için gerekli hareket planını oluşturma kısmı ise bu adımda yapılıyor. Daha önceki adımlarda hasar tespit işlemi tamamlandığı ve gerekli tamirat başladığı için bundan sonra acele edilmemeli. Şirketlerin salgın öncesi performansına ulaşması, hatta o zamanlarda yanlış yapıyorsa doğrusu ile devam edebilmesi için planlamayı bitirmesi gerekiyor.
4. Yeni Normali Keşfetmek: İşlerin şirketler ve rakipler tarafından nasıl yapılacağı, gözlemler sonucunda tahmin edilmeli. İş durması karşısında geliştirdikleri reflekslerden 'doğru çalışan örnekler' (best practices) benimsenmelidir.
5. Reform: Sektörler ve ekonomiyle alakalı otoritelerin hangi mevzuat düzenlemelerini yapacağını tahmin ve takip etmek, sektörlerin hangi yöne doğru evrileceği konusunda net bir fikre sahip olmayı kapsar.
Bir tavsiye daha ekleyebilirim: Küçük ölçekli şirketlerin ihracat yapması, büyüklere karşı dirençlerini artıracak bir hamledir. Çünkü dış talep, iç talebe göre daha büyük ve daha istikrarlıdır.
İç piyasada ölçek sorunu yaşayanların, ölçeği büyütmeleri için ihracat yapmaları ve bu yolla küresel zincire eklemlenmeleri; sadece dirençlerini değil, aynı zamanda algılarını da yükseltecektir.
Sözün özü, “İçerde şişman şirketlerle boğuşacağınıza, dışarda sağlıklı şirketlerle yarışın.” Müşteriniz sizi en az yönetim kurulunuz kadar iyi yönetir, bunu unutmayın. Yani boşu boşuna 'yerel' büyüklerle uğraşmayın, büyük denizlere yelken açın.