Sesi değil sözü yükselten Başkan...
Mehmet Başkan'ı belki de en eski tanıyanlardan biri benim. Sanıyorum 1999 yılıydı ve ben Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin ekonomi danışmanlığını yapıyordum. Dikkatimi çeken özelliği derli toplu çalışması ve sakinliğiydi.
Toplantılarda hiçbir meseleye aşırı tepki vermez ama aklına yatmayan bir durum olduğunda da lafını esirgemezdi. Kendisinin Başkan Vekilliği zamanında ben TİM'in Genel Sekreteriydim. İhracatı artırmak için beraber hem Türkiye'de hem de dünyada ayak basmadık yer bırakmadık. İyi ve kötü günler oldu, kopmadık, ayrılmadık. ABD'den Japonya'ya kadar her yerde yorulmak bilmeden verdiği çabalar dün gibi aklımda.
Bugün TİM, ekonominin en önemli kanaat kuruluşlarından biri haline gelmişse, Mehmet Büyükekşi'nin büyük payı vardır. Bunu bazen uzlaşarak, bazen de tavrını net olarak koyarak, bazen de kırmamak için bazı meseleleri zamana bırakarak balardı. Ben de bunun canlı şahidi oldum.
TİM Başkanı olduğunda, sadece iyi bir kanaat lideri değil, vefalı bir insan olduğunu göstererek beni danışmanlar konseyine davet etti. Bunu hiç unutmamam. Bundan 10-11 yıl önce Hizmet Beratı olarak ayrıldığım kuruma sayesinde tekrar geri döndüm. Bu da başlıbaşına Mehmet Başkan'ın sahip olduğu kalitelerin bir göstergesidir.
Danışmanlar konseyinde her fikre saygı duyarak dinlemesi, önündeki kağıda not alması ve gerekli yerde gerekli soruları sorması da hep aklımda. Bu toplantılardaki serbest ve özgür tartışma ortamını başka bir yerde, hatta daha da ileri gideceğim, dünyanın herhangi bir ülkesinde bulabilmek mümkün değil. Bizim gibi fikir insanları için Mehmet Başkan TİM çatısı altında “cennet” diye tarif edebileceğim bir ortam yarattı. Hem sevgiyi hem de bilgiyi paylaştık, büyüttük.
Bazen ben dahil, bazı danışmanların medyadaki aykırı çıkışlarına tolerans gösterip, fikrini belirtmek için danışmanlar konseyi toplantısını beklemesi bile başlıbaşına bir liderlik örneği olmuştur. Açıkçası kendisinden örnek alınacak birçok davranış ve yaklaşım mevcuttur.
Mehmet Büyükekşi'nin ihracata ve Türkiye'ye katacakları burada sona ermeyecek. Bunu hissediyorum. Çünkü olgun, mesafeli ve akılcı yaklaşımlara ihtiyacı var bu ülkenin. Hangi görüşten olursa olsun, herkesin fikrini dinlemeye hazır insanlara ihtiyacı var bu ülkenin. Nasıl ki ihracattan, ihracatçıdan kopmak mümkün değil, Mehmet Başkanın da bu aileden kopmadan büyük hizmetler vereceği günleri görüyorum, hissediyorum.
Mevlana'nın dediği gibi “sesi değil sözü yükselt, şimşekler değil, yağmurdur yaprakları büyüten”.. İşte Mehmet Başkan da böyle yaptı.
Kendisine verdiği tüm emekler ve gösterdiği sabır için teşekkür ediyorum, başarılar diliyor ve saygılarımı sunuyorum.